Kapalı (Laparoskopik) Miyom Ameliyatı

Yayınlarım


 

Kapalı yani Laparoskopik miyom ameliyatını yıllardır başarıyla uygulayan bir hekim olarak, bu kapalı cerrahi yönteminin, özellikle çocuk istemi olan, üreme çağında ve rahmini korumak isteyen kadınlarda miyom tedavisinde altın standart tedavi olduğunu söyleyebilirim. Kapalı miyom ameliyatı, kapalı ameliyatlar içerisinde zorluk derecesi yüksek olan ameliyatlardandır. Bu yüzden bu ameliyatların, kapalı ameliyatlarda tecrübesi yüksek hekimler tarafından yapılması gerekmektedir. Tüm jinekolojik ameliyatlarımın %95’ini kapalı olarak gerçekleştiren bir hekim olarak, Ankara’da Türkiye’nin dört bir yanından gelen hastalarımızı, anlaşmalı olduğumuz özel hastanelerde bu kapalı yöntemle ameliyat etmekteyiz.

Ayrıca bu kapalı miyom ameliyatı şeklinin ülkemizde daha yaygın yapılabilmesi için hem Kadın Hastalıkları ve Doğum ihtisası yapan asistan hekimlerin hem de meslek sonrası eğitim kurslarına katılan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanlarının eğitilmesinde eğitici olarak aktif rol oynadım ve rol oynamaktayım.

Ankaradaki kliniğinde Prof. Dr. Onur Topçu hastalarının takip ve tedavilerini yapmaktadır.
Her ayın bazı haftalarında da İstanbulda hastalarını görmektedir.İstanbul’daki randevular için de 05330496687 numaralı telefonu arayabilirsiniz veya whatsApp üzerinden iletişime geçebilirsiniz.

Aşağıda da genel olarak miyomlar hakkındaki bilgilendirici yazımı okuyabilir ve videodan da miyomlar hakkında detaylı bilgiye sahip olabilirsiniz.

Sağlıkla kalın…

 

Miyom Nedir?

Miyomlar, rahmin kas dokusundan gelişen kanser olmayan tümörlerdir. Kadınlarda en sık görülen pelvik tümörlerdir. Ancak bu kadar sık görülmesi kadınları korkutmamalıdır. Çünkü miyomların, rahimden çıkarılma ameliyatı olan miyomektomi ameliyatı ancak miyomlar kadınlarda bir şikayete neden olursa yapılır.

Miyom ameliyatlarında laparoskopik (kapalı) ameliyat tekniği çok önemlidir. Çünkü kapalı miyom ameliyatı, hasta dostu bir ameliyattır. Bu ameliyat şekli; hastaya daha az ağrı, daha az kanama, daha iyi kozmetik sonuçlar, daha çabuk iyileşme dönemi ve hastanede daha az kalma gibi birçok avantajlar sunmaktadır.

Bu yazımda miyomların ne sıklıkla görüldüğü, kimlerin miyom açısından daha risk altında olduğu, miyomların nasıl ağrı veya kısırlık yaptığı, miyom kanser ilişkisini, miyomların tipleri ve miyomektomi ameliyatının (açık, kapalı, histereskopik) değişik tiplerinin nasıl ve ne zaman yapıldığı hakkında bilgiler vereceğim.

Umarım faydalı olur.

 

Miyomların Görülme Sıklığı Nedir?

Miyomlar ergenlik dönemi öncesi görülmemektedir. Kadınlarda adet başladıktan sonra miyom görülme riski başlamaktadır ve bu risk yaş ile beraber artmaktadır. 40 yaş üzeri kadınlarda yeni ortaya çıkmış miyom saptanması oranı yaklaşık %40 ile %50 arasındadır. Tüm hayat boyu miyom görülme oranı düşünüldüğünde bu oran yaklaşık %70 ile %80 arasındadır. Menopoz dönemi sonrası mevcut miyomlarda küçülme ve yeni miyom ortaya çıkma riski azaldığı için menopoz sonrası dönemde miyomlar daha az saptanmaktadır.

 

Miyomu Oluşturan Faktörler Nelerdir ve Kimler Risk Altındadır?

Irk:  Siyahi ırktan gelen kişilerde miyomların görülme oranı daha fazladır. Miyomlar siyahi ırkta daha fazla şikayet yapma ve erken yaşta ortaya çıkma eğilimindedir.

Doğum yapmış olmak: Bir veya birden fazla doğum yapmış olmak miyom gelişme riskini azaltmaktadır. Doğum yapılan yaşın da miyom gelişmesi üzerine etkileri vardır. Özellikle 30’lu yaşlardan sonra doğum yapmış kadınlarda, 20’li yaşlarda doğum yapanlara oranla miyom daha az görülmektedir.

Adetlerin (Regl) erken başlaması: Erken yaşta adetlerin başlaması miyom görülme riskini arttırmaktadır. Bu etkide, adetlerin erken başlaması ile beklenenden daha erken dönemde üretilen kadınlık hormonunun (östrojen) rolü olduğu düşünülmektedir.

Doğum kontrol hapları: Günümüzde kullanılan doğum kontrol hapları miyom gelişimini arttırmamaktadır. Doğum kontrol hapları dışında korunma yöntemi olarak kullanılan 3 aylık iğnelerin özellikle doğum sonrası dönemde miyom oluşumu riskini azalttığı ve mevcut miyomlarda küçülmeye neden olabileceği bilinmektedir. Diğer bir korunma yöntemi olan ve hormonlı spiral olarak bilinen rahim içi araç özellikle rahmin en iç tabakasındaki miyomlara bağlı olabilecek kanamaları azaltabilmektedir. Ayrıca miyomlar üzerinde baskılayıcı etkileri de mevcuttur.

Tüp bebek tedavisi: Yapılan çalışmalarda tüp bebek tedavisi için verilen hormonal ilaçların miyom oluşumunu veya mevcut miyomların büyüklüğünü arttıracak yönde etkilerinin olmadığı gözlemlenmiştir.

Toksik ajanlar: Ftalatlar (plastik yapımında kullanılan bir madde,) poliklorinat bisfenil ve bisfenol A gibi maddelerin miyom oluşumunu arttırıcı etkileri mevcuttur.

Obezite (şişmanlık): Obezite ile miyom arasındaki ilişki net değildir. Aralarında direk bir ilişkiden ziyade indirek bir ilişki olduğu düşünülmektedir.

Diyet: Kırmızı et tüketimi fazla olanlarda akdeniz diyeti ile beslenenlere göre yaklaşık 2 kat daha fazla miyom gelişme riski vardır. Süt ürünleri tüketenlerde miyom görülme riski azalmaktadır. A ve D vitamini eksikliklerinde miyom gelişme riski artmaktadır. Kafein tüketimi ile miyom arasında bir ilişki yoktur. Alkol tüketimi ile özellikle bira tüketimi ile miyom gelişme riski artmaktadır. Sigara kullanımı miyom gelişme riskini arttırmamaktadır.

Genetik: Yapılan çalışmalarda ailesinde miyom olan kadınlarda daha yüksek oranda miyom görüldüğü saptanmıştır.

 

Miyom Belirtileri Nelerdir?

Miyomların çok büyük bir kısmı hiçbir belirti vermez ve bir şikayete neden olmazlar.

Ancak aşağıda belirtilen şikayetlere yol açan miyomların cerrahi olarak çıkarılmaları gerekmektedir.

  • Ağrılı adetler (regl)
  • Adet döneminde yoğun ve uzun süren kanamalar
  • İlişki sırasında ağrı (disparoni)
  • Ani karın veya kasık ağrısı(dejenerasyon veya torsiyona bağlı olarak)
  • Karın içinde basınç hissi duyulması
  • İdrar kaçırma
  • Sık idrara çıkma
  • Kabızlık
  • Kısırlık

 

Miyomlar Ne Tür Ağrılar Yapar?

Miyomlar ağrılı adetlere (dismenore), ağrılı cinsel ilişkiye (disparoni), kasık ve karın ağrısına neden olabilir. Ağrılı adetlere yoğun adet kanamaları eşlik edebilir. Özellikle rahmin ön duvarını ve tepe kısmını (fundus) tutan miyomlarda cinsel ilişki sırasında derin bir ağrı duyulabilir. Bu ağrı genelde miyomların sayısından ve büyüklüğünden bağımsızdır. Daha nadir olarak da miyomlar, miyom içinde meydana gelen dejenerasyona bağlı olarak veya saplı miyomların kendi etrafında dönüp, kendi kan akımlarını kesmelerinden dolayı (torsiyon) şiddetli ağrıya neden olabilirler.

 

Miyomlar Nasıl İdrar Kaçırma veya Kabızlık Yapar?

Rahim anatomik olarak önde idrar torbası ile arkada bağırsaklar ile komşudur. Dolayısıyla rahimde orta çıkan bir miyom, rahmin oluştuğu bölgesine ve büyüklüğüne bağlı olarak idrar torbası veya bağırsaklara bası yapabilir. Bu basının neticesinde idrar torbasının kapasitesi azaldığından sık idrara çıkma veya idrar kaçırma görülebilir. Bu şikayetlere rahmin ön duvarında bulunan miyomlar neden olur. Rahmin arka duvarından büyüyen miyomlar da bağırsaklara baskı yaparak kabızlığa neden olabilir. Daha nadiren de yana doğru büyüyen miyomlar, böbreklerle idrar torbası arasında idrarı taşıyan, üreter adını verdiğimiz dokuya bası yaparak da böbrekte su toplamasına ve böbrek kaybına neden olabilir.

 

Miyomlar Nasıl Kısırlık Yapar?

Miyomların ancak yaklaşık %1’i kısırlık sorununa neden olmaktadır. Eğer miyom, embriyonun yani döllenmiş yumurtanın yerleşeceği rahmin en iç tabakasında ise embriyonun buraya yerleşimini bozarak kısırlığa neden olabilir. Bazen de miyom, rahmin dışına doğru büyüse de tüpler ile yumurtalığın arasındaki ilişkiyi bozarak da kısırlığa neden olabilmektedir. Nadiren de miyomlar spermin hareket etmesini sağlayan rahmin kendi hareketlerini (peristaltizm) bozduğundan kısırlığa neden olabilir.

 

Miyomlar Kansere Dönüşür Mü?

Miyomlar kansere dönüşmez. Ancak kadınlarda nadir görülen ve rahimde ortaya çıkan sarkom adını verdiğimiz bir kanser türü vardır. Daha çok 40 yaşın üstündeki kadınlarda görülür. Miyom ile sarkomun kesin ayırıcı tanısı ancak bu dokuların mikroskop altında değerlendirilmesi ile yapılabilmektedir. Bu yüzden tanıda kullanılan bir çok yöntem, ultrasonografi, manyetik rezonans görüntüleme (MRG) tekniği sarkom ile miyomu tam olarak ayırt edememektedir. Dolayısıyla miyomlar kansere dönüşmemekte ancak miyom oluğu zannedilen rahimdeki bir kitle sarkom olabilmektedir. Dolayısıyla sarkoma ait özelliklere göre davranan, yani; hızlı büyüyen, şiddetli kanama yapan, tek ve büyük bir miyom, özellikle 40 yaşın üstünde tespit edildiği zaman çıkarılmalıdır.

 

Miyom Çeşitleri Nelerdir?

Miyomların en sık kullanılan sınıflaması, rahimden köken aldığı yere göre yapılan sınıflamadır. Bu sınıflamanın dışında Uluslararası Jinekoloji-Obstetri  Federasyonun (FIGO) sınıflamasına göre de Tip 0’dan Tip 7’ye kadar sınıflandırılmaktadır.

  • Submüköz Miyom
  • İntramural Miyom
  • Subseröz Miyom
  • İnterligamentöz Miyom
  • Paraziter Miyom

Submukoz Miyom

Submukoz miyom; rahmin iç duvarıyla ilişkisi olan miyomlar için kullanılan bir terimdir. Gebelik sonuçlarını kötü yönde etkileyebilen bir miyom türüdür. Submukoz miyomlar tamamen rahmin içinde (Tip 0) bulunabileceği gibi yüzde 50’sinden fazlası (Tip 1) veya yüzde 50’den az bir kısmı (Tip 2) rahim içinde bulunabilir. Gebelik şansını arttırmak amacıyla submukoz miyomların çıkartılması gerekebilmektedir.

İntramural Miyom

Rahîm duvarının içine yerleşen miyomlara intramural miyomlar denilmektedir. Kısırlık üzerine etkileri tartışmalıdır ancak bu bölgedeki miyom boyutu arttıkça yukarıda belirtilen diğer tüm şikayetlerde (kanama, ağrı, bası semptomları vb.) artma meydana gelebilir. Bu tip şikayetlere neden olursa cerrahi olarak çıkarılması gerekmektedir.

Subseröz Miyomlar

Subseröz miyomlar, rahmin dış kısmına bağlı büyüyen miyomlardır. Kötü gebelik sonuçları ile veya kısırlık ile ilgisi bulunmamaktadır. Hastada daha çok bası semptomlarına bağlı olarak şikayetlere yol açmaktadır.

 

Miyomun Tanısı Nasıl Konur?

Kadın doğum doktorları tarafından muayene esnasında miyomların tanısı koyulabilmektedir. Ayrıca ultrasonografi ile günümüzde miyomlar net olarak saptanabilir. Türü, boyutu ve oluşum yerlerine göre kesin tanısı koyulan miyomlar için cerrahi öncesi manyetik rezonans görüntülemeye (MRG) ihtiyaç duyulabilmektedir.

 

Miyom Tedavisi Nasıl Gerçekleştirilir?

Kanama, ağrı ve adet düzensizliklerine sebep olabilen miyomlar, bulunduğu bölgeye ve büyüklüklerine göre tedavi edilirler. Miyomların ilaç tedavisi uygulanarak tedavisi halen net olarak uygulanabilen bir tedavi yöntemi değildir. Laparoskopik (kapalı) ya da açık olarak yapılabilen miyom ameliyatları sonrasında ağrı ve kanamalarda ciddi azalma ve gebelik şansında artış görülebilir.

  1. Laparotomi ile (açık) miyomektomi: Bu ameliyat şeklinde, karın bölgesinde, cilde yaklaşık 10 cm uzunluğunda bir kesi yapılarak, miyomektomi gerçekleştirilir. Yapılan bu kesi çoğunlukla sezaryen ameliyatı sırasında yapılan cilt kesisine benzer. Tıp dilinde transvers bir kesi denilen yatay bir kesi yapılır. Nadiren göbeğe doğru uzanan dik bir kesiye (vertikal) ihtiyaç duyulur. Günümüzde bu açık yolla yapılan cerrahi, yerini hasta açısından birçok avantajları bulunan kapalı (laparoskopik) myomektomi ameliyatına, tamamıyla bırakmak üzeredir.
  2. Laparoskopik (kapalı) miyomektomi: Bu ameliyat şeklinde hastaya büyük kesiler yapılmamaktadır. Hastaya yapılan en büyük cilt kesisi yaklaşık 1 cm uzunluğunda olmaktadır. Bu 1 cm’lik cilt kesisi çoğunlukla göbek hizasından yapılır. Bu göbek hizasından yapılan 1 cm’lik cilt kesisinden, gelişmiş teknolojiye sahip bir kamera, hastanın karnının içine yerleştirilir. Bu kamera sayesinde büyük büyütmede, dokular cerrahın karşısındaki ekrana yansıtılır ve çok titiz, hassas bir cerrahi uygulanmasını sağlar. Göbek seviyesinden yapılan bu kesi dışında, yarım santim uzunluğunda 1 veya 2 tane, miyom dokusunu çıkarmak için de 1 cm çapında farklı noktadan 1 adet cilt kesisi yapılır. Bu kesilerden içeriye yerleştirilen gelişmiş teknolojiye sahip cerrahi aletler ile ameliyat tamamlanır. Laparoskopik miyomektomi (kapalı miyom ameliyatı) ameliyatının süresi, tecrübeli ellerde yaklaşık olarak 60-90 dakikadır.
  3. Histereskopik miyomektomi: Bu ameliyat şeklinde karından herhangi bir kesi yapılmamaktadır. Histereskop denilen cerrahi alet ile rahmin içine vajenden girilerek yapılan bir ameliyat şeklidir. Ancak her miyom için bu ameliyat şekli mümkün değildir. Sadece submukoz miyomların tedavisinde uygulanabilen bir cerrahi şeklidir. Bu cerrahide özellikle 4-5 cm’den küçük miyomlarda yüz güldürücü sonuçlar alınmakta ve hasta aynı gün evine dönebilmektedir.

Detaylı bilgiler için kliniğimiz ile iletişime geçebilirsiniz.

Sağlıkla kalın..

Prof. Dr. H. Onur Topçu
Kadın Hastalıkları & Tüp Bebek Uzmanı